Pazar, Şubat 12, 2017

Hoşgörü


Ya kullanırız, ya da duyarız. Müsamaha, tolerans da tercih edilir ama yaygın olarak hoşgörü denir. Demokrasinin, iyiliğin, birlikte yaşamanın bir parçası sayılır hoşgörü.

Bu kadar sık kullanılmasına karşın herkes, herkese karşı hoşgörü gösterebilir mi peki?

Bu örneği hep veriyorum, Nasrettin Hoca, Timur'a hoşgörü göstermese ne olur? Hiçbir şey olmaz, Hoca darılır, darlanır, öfkelenir o kadar. Tersini düşünün, Timur, kendisiyle aynı fikirde olmayan Hoca'ya hoşgörü göstermese hiç öyle olmaz, işin sonu hapisle, ölümle biter.

Bence ölçüt şu. İnsanlar, kendilerinden zayıf olanların muhalefetini hoşgörüyorlar. Ancak, zayıf olanlara tahammül edebiliyorlar.

Hoşgörü yoksa şunu anlıyorum, hoşgörü göstermeyen kendini güçsüz hissediyordur, eleştiriden korkuyordur, endişelidir ve sırf bu yüzden saldırganlaşıyordur.

Eleştiriye tahammülsüz olmanın psikolojik ifadesi bu.

Cuma günü cüppeleri ayaklar altına alan, kadınları yerlerde sürükleyerek dayak atan şiddetin gerisinde bu korku var.

Bu şiddet ve hoşgörüzlük kime karşı yapılıyor? Akıl ve vicdanı temsil eden akademiye, özgür eleştirinin yaşadığı yere...

Çoban mecazı boşuna kullanılmadı.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails